AB büyükelçileri toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin birliğe üye olarak kabul edilmesinin ‘ontolojik bir tercih’ olacağını söyledi. Erdoğan, “Düzenli Türkiye-AB zirvelerini ve üst düzey diyalog toplantılarını da tekrar başlatmakta fayda görüyoruz” dedi.

Avrupa Birliği ülkeleri büyükelçilerine seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere’nin birlikten ayrılışı sürecinin ardından ortaya çıkan belirsizliğin Türkiye’nin üye yapılması ile giderilebileceğini söyledi.

Doğu Akdeniz’deki gerilime değinen Erdoğan, “Yunanistan’ı gerginliği artıracak hamlelerden vazgeçmeye davet ediyoruz” derken, AB’yi de “özeleştiri yapmaya” çağırdı. AB’ye tam üyelik hedefinden hiçbir zaman vazgeçmediklerini söyleyen Erdoğan, “Brexit ile beraber artan belirsizlik ancak Türkiye’nin Avrupa ailesinde hak ettiği yeri almasıyla giderilebilecektir” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

SALGIN İVME KAZANSA DA UMUDUMUZ ARTTI: Virüse karşı kimimiz bir arkadaşını, kimimiz bir yakınını kurban verdi. Salgın izleri kolay silinmeyecek derin izler bıraktı. Hayatını kaybeden herkes istatistikten öte bir candır. Tüm insanlığın aynı gemide olduğunu bir kez daha hatırlattı. Küresel işbirliği sayesinde başarılı olabileceğimizi hep birlikte gördük. Salgın son haftalarda dünya genelinde yeniden ivme kazansa da aşı çalışmalarındaki başarılar umudumuzu artırıyor. Farklı kaynaklardan aldığımız aşıları gönüllülük esasına göre uygulamaya başlıyoruz. Yerli aşımızı gerekli onayların ardından milletimizle birlikte tüm dünyanın hizmetine sunacağız.

AB ÖZELEŞTİRİ YAPMALI: 2020’de pek çok tatsız suni sorunla uğraşmak zorunda kaldık. Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesinde Türkiye ciddi haksızlıklara maruz kaldı. Türkiye Akdeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip ülkesidir. Doğu Akdeniz’de hakkımız olmayan bir şeyi talep etmiyoruz. Ülkemizin menfaatlerini korumaya çalışıyoruz. Maksimalist haritalar üzerinden ülkemizin hapsedilme girişimlerine karşı çıkıyoruz. Hiçbir denklemden Akdeniz başarısı çıkmayacağı artık anlaşılmıştır. Türkiye adaletten yanadır. Yunanistan NAVTEX ilanı gibi amacı belli imkanı sahaların yüzde 10’unu kullanarak yeni bir gerginlik yaratacak kadar ileri gitmiştir. Yunanistan’ı gerginliği artıracak hamlelerden vazgeçmeye davet ediyoruz. İstikşafi görüşmelerin yeni bir dönemin haberi olacağına inanıyorum. AB de samimi bir özeleştiri yapması gerekiyor. AB, hayır diyen Rum tarafını üyelikle ödüllendirdi. Türk tarafı ile son dönemde üst düzey hiçbir temas olmadı. 2021 senesini AB-Türkiye ilişkileri açısından başarıya tahvil etmek elimizdedir.

HEDEFİMİZ TAM ÜYELİK: Portekiz’in AB dönem başkanlığında olumlu başlıklarda olumlu gelişme sağlanmasını bekliyoruz. Nihai hedefimiz olan tam üyelikten hiçbir zaman vazgeçmedik. Türkiye AB ailesinde hak ettiği yeri almalı. Brexit ile beraber artan belirsizlik ancak Türkiye’nin üyeliğe alınmasıyla giderilecektir. Ülkemizin 60 yılı bulan üyelik süreci nasıl bizim için stratejik bir tercihse AB’nin ülkemizi tam üyeliğe kabul etmesi de birliğin geleceği açısından ontolojik bir tercih olacaktır. Özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve terörle mücadelede Avrupa’dan beklediğimiz desteği göremedik. 15 Temmuz’da kimi Avrupalı siyasetçiler çanak tutacak şekilde davranış sergilediler. Darbeciler Avrupa’da hiçbir tahkikata uğramadan hayatlarını devam ettiriyorlar.

NATO NEDEN BİZİ YALNIZ BIRAKTI? Avrupalı dostlarıma soruyorum; Türkiye’de herhangi bir kiliseye karşı bomba veya saldırı olmuş mudur? Böyle bir şeye asla müsaade etmeyiz. Biz kendi cebimizden restorasyonlarını yapmak suretiyle ibadete açıyoruz. Şu anda Fransa’da Almanya’da Müslümanların ibadethanelerine yapılan saldırıları neyle izah edeceğiz? Din adamlarına yönelik saldırıları neyle izah edeceğiz? İslam karşıtlığı, Avrupa’da yaşayan 6 milyona yakın insanımızın güvenliğini tehdit etmenin yanı sıra Avrupa değerleri açısından da büyük bir kara deliğe dönüşüyor. Terör örgütlerine TIR’lar dolusu silah ve teçhizat gönderildi. Biz buna rağmen terörle mücadeleye devam ettik, ediyoruz. Terörle mücadelede biz hiçbir NATO ülkesini yalnız bırakmadığımıza göre acaba neden onlar bizi yalnız bırakıyor?